IRCForumu.Net - Türkiye'nin IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluştuğu Forum muhabbet


ircforumu sekershell
bizimkiler sosyalchat


Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Ekim 2023, 20:08   #1
Çevrimdışı
Hazine Bulan Fakir Çoban


Reklam

HAZİNE BULAN FAKİR ÇOBAN
Köyün birinde fakir bir çoban yaşarmış. Güzel bir karısı ve küçük bir oğlu varmış. Karınca kararınca geçinip giderlermiş. Yalan demedikçe, haram yemedikçe, komşularına, karısına, oğluna iyi davrandıkça, onların kalplerini kırmadıkça, çobanın koyunları gün geçtikçe artmış. Önceleri elli olan koyunlar zamanla dört yüze ulaşmış. Fakir çoban köyün orta hallilerinden sayılmaya, itibar görmeye başlamış.

Fakir çoban on yaşında annesini, on sekiz yaşında da babasını kaybedince kimsesiz kalmış. Babasından kalan elli koyunu gütmeye başladığı ilk günlerde, koyunların otladığı meranın yakınındaki bir mağaraya gider ve Allah’a dua edermiş, bu fakirlikten kurtulup zengin olayım diye. Fakir çoban dua etmeye başladığından beri, Allah, onun dualarını duyarmış. Sağ ve solunda duran iki meleğine, şu çobanı izleyin, ona yardım edin. Kimseye zararı dokunmayan, borcunu ödeyen, yalan söylemeyen, kırıcı olmayan ve iyi davranışlar içinde olan herkesin edeceği duayı kabul ederim, demiş. Allah’ın bu sözleri üzerine, iki melek çobanı izlemeye başlamış. Çoban iyi davranışlar içinde bulundukça, sevap kazandıkça koyunları artmış ve dört yüz tane olmuş.

Günlerden bir gün, çoban mağarada dua ederken, üstüne oturduğu taşın kımıldadığını fark etmiş. Taşı kaldırıp, altındaki oyuğu kazınca bir hazine sandığı bulmuş. Meğerse bu mağara eskiden korsanların barınak olarak kullandıkları bir yermiş. Çoban köydekilere, karısına, çocuğuna bir şey söylememiş ve hazineden altınları, elmasları cebine doldurup şehre gitmiş. Orada bir ev almış ve o eve yerleşmiş. Bir yıla kalmadan kendine saray gibi kocaman bir malikâne yaptırmış ve uşaklar tutup, burada yaşamaya başlamış. Çoban kısa süre içinde üç genç kızla evlenmiş ve kırk tane cariye satın almış. Pek çok silahlı adamı olmuş. Karısı ile oğlunu hiç arayıp sormuyor, ara sıra mağaraya gidip altın alıyormuş. Karısı ve oğlu, dört yüz koyunu otlatıyormuş ve geçimlerini oradan sağlıyormuş.

Çobanın karısı ile oğlu dağda koyun güderken, yerde yatan yaralı bir dişi kurt görmüşler. Kadın dişi kurdun kanayan bacağını temizleyip, güzelce sarmış. Bu arada kadın dişi kurdun karnının şişliğinden dolayı yakında yavrulayacak olduğunu anlamış. Günler sonra iyileşen dişi kurt kadınla çocuğun yanından ayrılmamış. Zamanla dişi kurt yavrulamış. Kurtlar çoğalmışlar. Kadınla ve çocukla her an içli-dışlı olan ve eğitilen dişi kurt, eğitimcilerinin ne dediklerini anlamaya ve aralarında geçen konuşmaları çözmeye başlamış. Kadın oğluyla yaptığı konuşmalarda, kocasının üzerine üç genç kızla evlenmesine, cariyeler satın almasına ve kendisiyle oğlunu hiç aramamasına çok kızıyormuş.

Günlerden bir gün, malikânenin bahçesinde çobanın kurtlar tarafından parçalanmış cesedi bulunmuş. Çobanın karısı ve oğlu, malikâneyi ve malikânede bulunan altınları ve elmasları istememişler. Azda karar vermeyip çok isteyen, çoğu bulunca, daha çok, daha çok isteyen insanlar hep bir bela ile karşılaşmışlardır. Ailesine, çoluk çocuğuna iyi davranmayan, onları terk eden insanların başına mutlaka bir bela gelmiştir. İnsanoğlunun nedense gözü doymaz. Doymayan göz gönlü aç bırakır. Aç olan gönül beyni soğutur. Soğuyan beynin ürettiği fikirler, düşünceler buz keser, duygusuzdur. Duygusuz bir beyinse şimşekleri üzerine çekip bir an önce toprak altına girmek ister.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım
HAZİNE BULAN FAKİR ÇOBAN
Köyün birinde fakir bir çoban yaşarmış. Güzel bir karısı ve küçük bir oğlu varmış. Karınca kararınca geçinip giderlermiş. Yalan demedikçe, haram yemedikçe, komşularına, karısına, oğluna iyi davrandıkça, onların kalplerini kırmadıkça, çobanın koyunları gün geçtikçe artmış. Önceleri elli olan koyunlar zamanla dört yüze ulaşmış. Fakir çoban köyün orta hallilerinden sayılmaya, itibar görmeye başlamış.

Fakir çoban on yaşında annesini, on sekiz yaşında da babasını kaybedince kimsesiz kalmış. Babasından kalan elli koyunu gütmeye başladığı ilk günlerde, koyunların otladığı meranın yakınındaki bir mağaraya gider ve Allah’a dua edermiş, bu fakirlikten kurtulup zengin olayım diye. Fakir çoban dua etmeye başladığından beri, Allah, onun dualarını duyarmış. Sağ ve solunda duran iki meleğine, şu çobanı izleyin, ona yardım edin. Kimseye zararı dokunmayan, borcunu ödeyen, yalan söylemeyen, kırıcı olmayan ve iyi davranışlar içinde olan herkesin edeceği duayı kabul ederim, demiş. Allah’ın bu sözleri üzerine, iki melek çobanı izlemeye başlamış. Çoban iyi davranışlar içinde bulundukça, sevap kazandıkça koyunları artmış ve dört yüz tane olmuş.

Günlerden bir gün, çoban mağarada dua ederken, üstüne oturduğu taşın kımıldadığını fark etmiş. Taşı kaldırıp, altındaki oyuğu kazınca bir hazine sandığı bulmuş. Meğerse bu mağara eskiden korsanların barınak olarak kullandıkları bir yermiş. Çoban köydekilere, karısına, çocuğuna bir şey söylememiş ve hazineden altınları, elmasları cebine doldurup şehre gitmiş. Orada bir ev almış ve o eve yerleşmiş. Bir yıla kalmadan kendine saray gibi kocaman bir malikâne yaptırmış ve uşaklar tutup, burada yaşamaya başlamış. Çoban kısa süre içinde üç genç kızla evlenmiş ve kırk tane cariye satın almış. Pek çok silahlı adamı olmuş. Karısı ile oğlunu hiç arayıp sormuyor, ara sıra mağaraya gidip altın alıyormuş. Karısı ve oğlu, dört yüz koyunu otlatıyormuş ve geçimlerini oradan sağlıyormuş.

Çobanın karısı ile oğlu dağda koyun güderken, yerde yatan yaralı bir dişi kurt görmüşler. Kadın dişi kurdun kanayan bacağını temizleyip, güzelce sarmış. Bu arada kadın dişi kurdun karnının şişliğinden dolayı yakında yavrulayacak olduğunu anlamış. Günler sonra iyileşen dişi kurt kadınla çocuğun yanından ayrılmamış. Zamanla dişi kurt yavrulamış. Kurtlar çoğalmışlar. Kadınla ve çocukla her an içli-dışlı olan ve eğitilen dişi kurt, eğitimcilerinin ne dediklerini anlamaya ve aralarında geçen konuşmaları çözmeye başlamış. Kadın oğluyla yaptığı konuşmalarda, kocasının üzerine üç genç kızla evlenmesine, cariyeler satın almasına ve kendisiyle oğlunu hiç aramamasına çok kızıyormuş.

Günlerden bir gün, malikânenin bahçesinde çobanın kurtlar tarafından parçalanmış cesedi bulunmuş. Çobanın karısı ve oğlu, malikâneyi ve malikânede bulunan altınları ve elmasları istememişler. Azda karar vermeyip çok isteyen, çoğu bulunca, daha çok, daha çok isteyen insanlar hep bir bela ile karşılaşmışlardır. Ailesine, çoluk çocuğuna iyi davranmayan, onları terk eden insanların başına mutlaka bir bela gelmiştir. İnsanoğlunun nedense gözü doymaz. Doymayan göz gönlü aç bırakır. Aç olan gönül beyni soğutur. Soğuyan beynin ürettiği fikirler, düşünceler buz keser, duygusuzdur. Duygusuz bir beyinse şimşekleri üzerine çekip bir an önce toprak altına girmek ister.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım
  Alıntı ile Cevapla

IRCForumu.Net - Reklam Alanı

Cevapla

Etiketler
bulan, çoban, fakir, hazine
IRCForumu.Net - Sponsor Bağlantılar



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık