IRCForumu.Net - Türkiye'nin IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluştuğu Forum muhabbet


ircforumu sekershell
bizimkiler sosyalchat


Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Temmuz 2023, 11:59   #1
Çevrimdışı
Yaban Kitap Özeti | Yakup Kadri Karaosmanoğlu


Reklam

Cumhuriyet Halk Parti’sinin 1942 yılında açtığı roman yarışmasında ikinci olmuştur. Roman, etkileyici bir dille yazılmıştır; fakat romanda köylüye olumsuz yaklaşılmıştır. Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ nun en tanınmış romanıdır. Romanda, Ahmet Celal adındaki bir karakterin bir köyde yaşadıklarından ve yaşadıkları sonucunda Türk köylüsü hakkında edindiği izlenimlerden bahsedilir. Roman bir anı kitabından yola çıkılarak ve bu kitaptan alıntılar yapılarak yazılmıştır. Romanda, Milli Mücadele Dönemi’nde köylü ile aydın arasındaki kopukluk ve fark realist bir şekilde anlatılır. Belli başlı roman kahramanları şunlardır: Ahmet Celal (Yaban): Celal, I. Dünya Savaşında kolunun birini kaybetmiş bir yüzbaşıdır. Vatanını çok seven bir aydın tipidir. Köylü ile arasında büyük bir uçurumu gören, pek çok bakımdan onları küçümseyen bir kişidir. Emine: Sıradan bir köylü kızıdır. Celal, özellikle ona karşı maddi bir aşk duyar. Çünkü sevdiği bu kızla ortak hiç bir yanı yoktur. Kız, kendi hâlinde, derinleştirilmemiş bir karakterdir.

Mehmet: Celal’in emir eridir. Diğer köylüler gibidir. Celal’e daha yakındır.

Salih Ağa, Şeyh Yusuf: Her ikisi de olumsuz kişilerdir. Kendilerini düşünen, devlet düşmanı, çıkarcı kahramanlardır.

Yaban Romanının Özeti
Sakarya Savaşı yeni bitmiştir. Tetkik-i Mezalim Heyeti, Haymana, Sivrihisar civarına düşmanın verdiği zararları incelemek için gönderilmiştir. Bir köyde, heyet taşların arasına sıkışmış bir defter bulur. Defter, I. Dünya Savaşında kolunu yitiren Yüzbaşı Ahmet Celal’indir.

Ahmet Celal, bir paşanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. I. Dünya Savaşma katılmış, henüz 35 yaşında iken orada kolunu kaybetmiştir. Savaşamayacak durumdadır. İstanbul’a geri döner. İstanbul işgal edilir. Şehrin bu hâline tahammül edemez. Anadolu’ya sığınmaya karar verir. Emir eri Mehmet’in Haymana’daki köyüne gider.

Köye gelince büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Her yer bakımsız, kir içindedir. Köylü cahil ve kabadır. Ayrıca köylü onu asla kabullenmez, dışlar ve ona ‘yaban’ lakabını takar. Her gün gazeteleri takip eden Ahmet Celal, savaşın gidişatını köylüye anlatmaya çalışır. Fakat köylü, yıllarca köye yatırım yapmamış, doktor, öğretmen göndermemiş olan devlete düşmandır. Savaşı merak bile etmemektedir. Mustafa Kemal’den de nefret etmektedir. Köylü, yalnızca Salih Ağa ve Şeyh Yusuf’a inanmaktadır. Onların etkisiyle Celal’e hiç inanmaz ve yaklaşmaz. Köylü âdeta bu iki adamın elinde bir koyun sürüsü gibi yönetilmekte, miskin miskin yaşamaktadır. Celal, düşmanın köye yaklaştığını anlatmaya çalışır; fakat kimse onu dinlemez. Celal, Emine’ye âşık olup babasından istediğinde de aynı kayıtsızlıkla karşılaşır. Ahmet Celal’e, çolak ve yaban olduğu için kız verilmez. Köylü ile Ahmet Celal arasındaki duvar her geçen gün kalınlaşmaktadır. Mehmet ve ailesinden başka köyde hiç kimse ile dost olamaz. Şeyh Yusuf ve Ağa ile sürekli kavga eder.

Emir eri Mehmet de askere alınınca Celal, köyde büsbütün Yalnız kalır. Bunalıma girer, yalnızlıktan usanır. Köy hayatına asla intibak edemez.

Bir süre sonra Celal’in tahmin ettiği gibi düşman köyü basar. Köylü bir derenin içine saklanır. Fakat düşman askerleri onları bulur. Köydeki hemen herkesi öldürürler veya işkence yaparlar. Her yeri yakarlar. Kuytu, yıkık bir duvarın dibine sığınmışlardır. Yaralarını sararlar. Ahmet Celal ile Emine düşmandan kaçarken yaralanırlar. Tekrar kaçmaya çalışırlar. Fakat Emine’nin yarası ağırdır. Kaçacak durumda değildir. Celal, anı defterini Emine’nin eline bırakarak uzaklaşır.

Heyetin bulduğu anı defteri budur. Heyet, kime ait olduğunu köylüye sorduğunda onlardan şu cevabı alır: ‘Kim olduğunu ne bilelim, işte yabanın biriydi…
Cumhuriyet Halk Parti’sinin 1942 yılında açtığı roman yarışmasında ikinci olmuştur. Roman, etkileyici bir dille yazılmıştır; fakat romanda köylüye olumsuz yaklaşılmıştır. Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ nun en tanınmış romanıdır. Romanda, Ahmet Celal adındaki bir karakterin bir köyde yaşadıklarından ve yaşadıkları sonucunda Türk köylüsü hakkında edindiği izlenimlerden bahsedilir. Roman bir anı kitabından yola çıkılarak ve bu kitaptan alıntılar yapılarak yazılmıştır. Romanda, Milli Mücadele Dönemi’nde köylü ile aydın arasındaki kopukluk ve fark realist bir şekilde anlatılır. Belli başlı roman kahramanları şunlardır: Ahmet Celal (Yaban): Celal, I. Dünya Savaşında kolunun birini kaybetmiş bir yüzbaşıdır. Vatanını çok seven bir aydın tipidir. Köylü ile arasında büyük bir uçurumu gören, pek çok bakımdan onları küçümseyen bir kişidir. Emine: Sıradan bir köylü kızıdır. Celal, özellikle ona karşı maddi bir aşk duyar. Çünkü sevdiği bu kızla ortak hiç bir yanı yoktur. Kız, kendi hâlinde, derinleştirilmemiş bir karakterdir.

Mehmet: Celal’in emir eridir. Diğer köylüler gibidir. Celal’e daha yakındır.

Salih Ağa, Şeyh Yusuf: Her ikisi de olumsuz kişilerdir. Kendilerini düşünen, devlet düşmanı, çıkarcı kahramanlardır.

Yaban Romanının Özeti
Sakarya Savaşı yeni bitmiştir. Tetkik-i Mezalim Heyeti, Haymana, Sivrihisar civarına düşmanın verdiği zararları incelemek için gönderilmiştir. Bir köyde, heyet taşların arasına sıkışmış bir defter bulur. Defter, I. Dünya Savaşında kolunu yitiren Yüzbaşı Ahmet Celal’indir.

Ahmet Celal, bir paşanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. I. Dünya Savaşma katılmış, henüz 35 yaşında iken orada kolunu kaybetmiştir. Savaşamayacak durumdadır. İstanbul’a geri döner. İstanbul işgal edilir. Şehrin bu hâline tahammül edemez. Anadolu’ya sığınmaya karar verir. Emir eri Mehmet’in Haymana’daki köyüne gider.

Köye gelince büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Her yer bakımsız, kir içindedir. Köylü cahil ve kabadır. Ayrıca köylü onu asla kabullenmez, dışlar ve ona ‘yaban’ lakabını takar. Her gün gazeteleri takip eden Ahmet Celal, savaşın gidişatını köylüye anlatmaya çalışır. Fakat köylü, yıllarca köye yatırım yapmamış, doktor, öğretmen göndermemiş olan devlete düşmandır. Savaşı merak bile etmemektedir. Mustafa Kemal’den de nefret etmektedir. Köylü, yalnızca Salih Ağa ve Şeyh Yusuf’a inanmaktadır. Onların etkisiyle Celal’e hiç inanmaz ve yaklaşmaz. Köylü âdeta bu iki adamın elinde bir koyun sürüsü gibi yönetilmekte, miskin miskin yaşamaktadır. Celal, düşmanın köye yaklaştığını anlatmaya çalışır; fakat kimse onu dinlemez. Celal, Emine’ye âşık olup babasından istediğinde de aynı kayıtsızlıkla karşılaşır. Ahmet Celal’e, çolak ve yaban olduğu için kız verilmez. Köylü ile Ahmet Celal arasındaki duvar her geçen gün kalınlaşmaktadır. Mehmet ve ailesinden başka köyde hiç kimse ile dost olamaz. Şeyh Yusuf ve Ağa ile sürekli kavga eder.

Emir eri Mehmet de askere alınınca Celal, köyde büsbütün Yalnız kalır. Bunalıma girer, yalnızlıktan usanır. Köy hayatına asla intibak edemez.

Bir süre sonra Celal’in tahmin ettiği gibi düşman köyü basar. Köylü bir derenin içine saklanır. Fakat düşman askerleri onları bulur. Köydeki hemen herkesi öldürürler veya işkence yaparlar. Her yeri yakarlar. Kuytu, yıkık bir duvarın dibine sığınmışlardır. Yaralarını sararlar. Ahmet Celal ile Emine düşmandan kaçarken yaralanırlar. Tekrar kaçmaya çalışırlar. Fakat Emine’nin yarası ağırdır. Kaçacak durumda değildir. Celal, anı defterini Emine’nin eline bırakarak uzaklaşır.

Heyetin bulduğu anı defteri budur. Heyet, kime ait olduğunu köylüye sorduğunda onlardan şu cevabı alır: ‘Kim olduğunu ne bilelim, işte yabanın biriydi…
  Alıntı ile Cevapla

IRCForumu.Net - Reklam Alanı

Cevapla

Etiketler
kadri, karaosmanoğlu, kitap, yaban, yakup, Özeti
IRCForumu.Net - Sponsor Bağlantılar



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık